Son haftalarda konut kredisi faizlerinde kısmi bir gerileme yaşanmasına rağmen, krediye erişim hâlâ yüksek maliyetli. Uzmanlara göre faiz düşüşü psikolojik bir rahatlama yaratsa da, aylık ödeme tutarları hâlâ büyük kesimler için ulaşılmaz seviyede.
Konut Kredisi Faizlerinde Sınırlı Düşüş: Vatandaş Temkinli, Piyasa Durgun
Türkiye’de son dönemde kamu bankalarının öncülüğünde konut kredisi faiz oranlarında kısmi bir gerileme yaşandı. Ancak bu gelişmeye rağmen, özellikle dar ve orta gelir grubunun krediyle ev sahibi olabilmesi hâlâ oldukça zor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politikalarının yön verdiği kredi piyasasında, faizlerdeki düşüş sınırlı kaldı. Aylık faiz oranları bazı bankalarda %3,25’ten %2,99 seviyelerine inse de, geri ödeme tutarları hâlâ birçok vatandaşın alım gücünü aşıyor.
1 Milyon TL Krediye 2 Milyon TL Geri Ödeme
Kredi faizlerinin düşmesi, ilk bakışta olumlu bir gelişme olarak görülse de rakamlar borçlanmanın hâlâ ne kadar maliyetli olduğunu ortaya koyuyor. Güncel oranlarla çekilen 1 milyon TL’lik bir konut kredisi için:
- 120 ay vadeli ödemede
- Aylık taksit yaklaşık 31.000 TL seviyesinde
- Toplam geri ödeme ise 1,85 ila 2 milyon TL arasında değişiyor
Bu tabloda, özellikle sabit gelirli vatandaşların konut kredisine yönelmesi hâlâ oldukça güç. Uzmanlar, sadece faiz indiriminin değil, aynı zamanda vade, ödeme planı ve kamu destekli teşvik paketlerinin de devreye girmesi gerektiğini savunuyor.
Faiz Düşüşü Psikolojik Etki Yarattı
Ekonomistlere göre faiz oranlarının %4 seviyesinden %3’ün altına inmesi, konut alıcılarında psikolojik bir beklenti yaratmış durumda. Ancak bu beklenti satış rakamlarına tam olarak yansımış değil. Türkiye genelinde konut satışları hâlâ pandemi öncesi seviyelerin altında seyrediyor.
Emlak sektöründen alınan bilgilere göre:
- Satış ofislerine gelen ziyaret sayısı artmış olsa da
- Alım kararları büyük ölçüde erteleniyor
- Yatırım amaçlı alımlar ise yerini bekle-gör stratejisine bırakmış durumda
Bu tablo, faiz indiriminin yeterli olmadığını ve talep yönlü canlanma için daha kapsamlı ekonomik iyileşmeye ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
Bankacılar da Temkinli Yaklaşıyor
Faiz düşüşüne rağmen bankacılık sektörü, konut kredisi konusunda oldukça temkinli bir duruş sergiliyor. Artan kredi riskleri, hanehalkı borçluluğundaki yükseliş ve ödeme performanslarındaki zayıflama, kredi musluklarının sınırlı şekilde açılmasına neden oluyor.
Kredi verme koşullarında halen şu kriterler önem taşıyor:
- Yüksek kredi notu
- Belgelenebilir sabit gelir
- Ekspertiz değerinin yüzde 80’ini aşmayan kredi limiti
- Bazı bankalarda zorunlu hayat sigortası ve kredi kartı koşulu
Bu durum, krediye erişimin yalnızca belli bir gelir grubuyla sınırlı kalmasına yol açıyor.
Yapı Sektörü Fiyatları İndirmeye Yanaşmıyor
Konut kredisi faizlerinde yaşanan sınırlı düşüş, konut fiyatları üzerinde henüz bir gevşeme yaratmadı. Arsa maliyetleri, inşaat girdileri ve döviz kurlarının etkisiyle oluşan yüksek maliyet yapısı, müteahhitlerin fiyat indirimine gitmesini engelliyor.
Bu da kredi faizlerindeki düşüşe rağmen tüketici üzerindeki baskının devam etmesine neden oluyor. Uzmanlar, fiyat ve faiz dengesinin birlikte ele alınmadığı sürece piyasada kalıcı bir hareketlilik sağlanamayacağını belirtiyor.
Kamu Destekli Yeni Paketler Bekleniyor
Ekonomi çevrelerinde, özellikle ilk kez ev alacak vatandaşlara yönelik yeni bir kredi teşvik paketinin gündeme alınabileceği konuşuluyor. Bu kapsamda şu öneriler öne çıkıyor:
- İlk konut alımına özel düşük faizli kredi limiti
- Uzun vadeli ödeme planları (180 ay ve üzeri)
- Geri ödemeli hibe destekleri veya tapu harcı muafiyeti
- Deprem bölgesine özel faiz indirimi modelleri
Kamu bankalarının sosyal konut projeleriyle birlikte hayata geçireceği bu tür adımların, hem konut arzını hem de talebi canlandırabileceği ifade ediliyor.
Tüketicilere Uyarı: İyi Hesap Yapılmalı
Finans uzmanları, konut kredisi kullanmayı düşünen vatandaşlara maliyet hesabını detaylı yapmaları konusunda uyarıda bulunuyor. Faiz oranlarının düşmesi cazip gibi görünse de, toplam geri ödeme tutarının bütçeye uygun olup olmadığı mutlaka değerlendirilmeli. Ayrıca değişken faizli ya da artan taksitli kredi modellerine karşı dikkatli olunması gerektiği vurgulanıyor.
Konut almak isteyenler için faizlerdeki düşüş bir avantaj olabilir, ancak mevcut ekonomik koşullar hâlâ borçlanmayı yüksek riskli ve maliyetli bir süreç haline getiriyor. Bu nedenle fırsat algısıyla değil, gerçek ödeme gücüyle hareket edilmesi öneriliyor.
ChatGPT’ye sor